Aslanlı Kışla Camiinin hazin hikayesi /Konya

Mevlana türbesinin yakınlarında, eskiden yerinde vali konağı ve kışlanın bulunduğu mevlana kültür merkezinin yanıbaşında yer alan Aslanlı Kışla Camiinin hazin bir hikayesi var. Bugün elhamdülillah bütün zerafeti ve güzelliğiyle dimdik ayakta. Ali Ulvi Kurucu’nun dedesi Hacı Veyis Efendi Aslanlı Kışla Camiinin minaresinin kesilmesi ve depoya çevirilmesi hadisesine şahitliğini ve teessürünü şu sözlerle dile getiriyor:

“Kuşluk vakti camiden çıkmış eve gelmek üzereydim. Kışlaya yakın evlerin pencerelerine ve damlarına çıkmış kadınlar gördüm. Bir feryat ü figandır gidiyordu. Nedir bu acaba? Diye kışlaya doğru yürüdüm Kadınlar ağlıyor feryat ediyorlardı. Beni görünce imdada çağırır gibi “Hocam minareyi kesiyorlar yetiş hocam minareyi kesiyorlar” diye seslerini yükseltiler. İlerleyince gördüm ki bir bıçkı getirmişler, askerler iki tarafından itip çekerek onunla minareyi kesiyorlar. Dayanamadım şöyle dedim: “Allah’ım keşke minare yerine beni kesseydiler. Minaresiz mabet, namazsız insanlar, namazsız millet. Allah’ım senin ismi celalinin Habip’in Muhammed Mustafa’nın anılacağı tevhidin ilan edileceği şu minare; Müslümanları Allah’ın birliğine ruh birliğine, din birliğine, peygamber birliğine, kıble birliğine kitap ve mihrap birliğine, vahdete çağıracak olan şu minare kesileceğine ben kesileydim. Şu minare doğranacağına ben doğranaydım” Bıçkının sesini işittikçe Hz. Zekeriya kesiliyor sandım bana çok dokundu. O gün dedemin büyük üzüntü çektiği çok hazin bir gündü.” (Ali Ulvi Kurucu Hatıratı)

5 / 100 SEO Puanı