Bir Dilde Ki Zâhir Ola Envâr-ı Muhammed

Nutuk

Bir dilde ki zâhir ola Envâr-ı Muhammed
Zahir görünür çeşmine dîdâr-ı Muhammed

Mir’at-ı mukâbildeki sûret gibi hâmûş
Dilden dile menkûl ola esrâr-ı Muhammed

Elbet olur “Allah Evi” kâşâne-i kalbi
Bir dilde ki takrîr ola İkrâr-ı Muhammed

Osman Şems Efendi

Lugat

Dil: (ﺩﻝ) i. (Fars. dil) Gönül, yürek
Zahir: (ﻇﺎﻫﺮ) Görünen, açık ve belli olan
Envar: (ﺍﻧﻮﺍﺭ) i. (Ar. nūr’un çoğul şekli envār)
Çeşm: (ﭼﺸﻢ) i. (Fars. çeşm) Göz
Didar: (ﺩﻳﺪﺍﺭ) Görünüş, tecellî, yüz, çehre
Mirat: (ﻣﺮﺁﺕ) Ayna
Mukabil: (ﻣﻘﺎﺑﻞ) Bir şeyin tam karşısına gelen
Suret: (ﺻﻮﺭﺕ) dış görünüş, şekil, biçim
Hamuş:
(ﺧﺎﻣﻮﺵ) Susmuş, sessiz
Menkul:
(ﻣﻨﻘﻮﻝ) sıf. (Ar. naḳl) götürmek, taşımak
Esrar:
(ﺍﺳﺮﺍﺭ) i. Ar. sırrın çoğul şekli esrār
Kaşane:
(ﻛﺎﺷﺎﻧﻪ) Büyük, süslü köşk, mükellef ev
Takrir:
(ﺗﻘﺮﻳﺮ) Sözle anlatma, ifâde ve beyan etme
İkrar:
(ﺍﻗﺮﺍﺭ) bildirme, söyleme